HAİN SEVGİLİ

Hani İbrahim Tatlıses’in o ünlü sözü var ya;
”Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?”
E peki Urfa’da Oxford yok diye hiç mi aydın veya bilim adamı yetişmedi Urfa’dan?
Bisiklet yolu yok, hava soğuk, hava sıcak, yokuş var, gözümün üstünde kaşım var diyenlere soruyorum;
Etrafınıza dikkatli bakarsanız şehrinizde yaz-kış bisiklet binen insanları görebilirsiniz(Kopenhag veya Amsterdam’a gitmeye gerek yok). O insanların canı yok mu arkadaş?
Aslında bizim beyinlerimizde yok o yollar.

Sabah saatlerinde ve mesai çıkışında ve gün boyu şehirde yaşanan rezaleti çözmek için lütfen düşünün. Bu sorunu yetkililer çözmeyecek, onlar bu sorunu ne yazık ki görmüyorlar, bizler çözeceğiz. Şehir içinde 5-6 hatta 10 km mesafeye kadar bisiklet kullanınız.
TUVALETE de arabayla gitmeyiniz.
Ölmezsiniz. Hatta daha sağlıklı olursunuz.
Ayda bilmem kaç TL cebinize kalır.
Şehrin stresi azalır.
Çevreyi kirletmezsiniz. Daha ne diyeyim?
Lütfen farkedelim artık. Şehirde adım atacak kaldırım bile kalmadı neredeyse. İşgal altındayız.Şu hain sevgili arabayla olan aşkımıza biraz mesafe koyalım.
Şehir haykırıyor:
İMDAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAATTTTTTTTTTT!!!!!!!
Yerel yönetimler veya yetkililer bu sorunu görmüyorlar dedik, ama göstermek için bizlerin çaba sarf etmesi gerek.
Metroya, metrobüse, otobüs durağına kadar bisikletimle gitmişsem bana bisikletimi bırakacak güvenli bisiklet park olanağı sunacak.
Eğer bisikletimi beraberimde götürmem gerekiyorsa buna izin verecek, uygun bisiklet sabitleme aparatları yapacak veya otobüsün önüne bisiklet taşıma aparatları monte edecek.
Şehrin en kritik bölgelerini motorlu taşıt trafiğine kapatacak.( Dünya üzerine bakarlarsa bunu görecekler. Bir çok şehirde trafiğe kapalı alan uygulaması söz konusudur.)
Ayrıca bu uygulama sanıldığının aksine küçük işletmelerin iş hacmini arttırmaktadır. Avrupa’daki uygulamalar bunu söylüyor.
Bir diğer önemli bölge de okulların çevresi. Bu bölgeler de kısmen veya tamamen trafiğe kapatılarak çocukların güvenli bir şekilde bisikletle okula ulaşabilmeleri sağlanmalıdır.

Çok önemli bir ayrıntı:
Bisiklet binmeyen anne baba çocuğuna bu alışkanlığı kazandıramaz. Daha güvenli, daha temiz, daha sakin, daha huzurlu şehirler için bu hepimizin boynunun borcudur.

Bir çelişki ile noktayı koyalım:
Artık ülkemizde de bisikletin nelere kadir olduğunu fark edenler var. Çeşitli kurumlar, dernekler, üniversiteler seminerler, konferanslar, çalıştaylar düzenliyorlar. Bu sevindirici. Ama bu işin çok komik bir yanı var:
Bu etkinliklere gelenler(özellikle de amirler, yöneticiler vs.) makam aracına kurulup geliyorlar.
İmamın dediğini yapın ama yaptığını yapmayın zihniyeti.
Olmaz arkadaş. İmam da yapacak ki inandırıcılığı olsun.
Saygı ve sevgiyle.

Adnan Çangır

Fotoğraf: Adnan Çangır

HAİN SEVGİLİ” için bir yanıt

  1. Sevgili hocam çok güzel konulara değiniyorsun.Maalesef okumayı sevmeyen ayhı oranda yazmayı da sevmeyen bir toplum olmuşuz.8-10 sene evvel bisiklete ciddi anlamda binen insan sayısı azdı.Tepki etkiyi getirir.Bisiklet kullanımı çoğaldıkça ihtiyaçlarımıza kulak veren yönetimler mutlaka olacaktır.İnşallah sizler gibi aydın insanlar bizlere yol gösterir .Bu güzel yazı için teşekkürler.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın